ALIÇLI, SARINÇ VE TAHTACI YURDU


BÜKÜN KALELERİ: ALIÇLI, SARINÇ VE TAHTACI YURDU

Bir değerli dostum dedi ki: Güneyyurttan Gapıza vardım ve beni getiren akrabama beni burada bırak dedim ve gittiler ben de sırt çantam ve fotoğraf makinamla baş başa verdim kendimi dağlara.
15 gün hiç inmeden dolaştım yaylalarda, sarp kayalarda sadece Yörüklerle çobanlarla hasbihal ettim. İşte ben bunu seviyorum.
Bizim yaylalarımız bir başkadır. Acaba bana mı öyle geliyor diye düşünürüm hep ama aklın yolu birdir dediklerinde kararım karardır: bizim yaylalarımız dünyada eşi menendi olmayan yurt köşeleridir.
Üssüzden, orta yolları aştıktan üç pınarı geçtikten sonra Kapıcıkla başlayan Çallara komşu yaylalarımız bu yaylaların en nadide köşeleridir. Dedeliden beri sürünen ve kendisine her dalan çağlayan ve arklarla coşan Balkusan deresine nazır mis gibi ormanlarla komşu Alıçlı, Sarınç ve Tahtacı Yurdu ve daha paralel uzanan devasa yaylalar çeker insanı kendisine.
Sarıncın aksuları şırıl şırıl akar dereye değirmenin suyuna destek olur. Kuş ve bitki çeşitleri bakımından son derece zengin olan bu yaylalarımız son yıllarda bir el tarafından bizden koparılmaya çalışıldı. Ama olmadı halk parayla da olsa bu yayla ve meralarına sahip çıkarak geleceğe iyi bir imza attılar.
Bayram Ceylan hemşerim anlattı: çocukken, bundan 40 yıl kadar önce bütün aile bütün mahalle Alıçlı’ya göçerdik. Her yer cıvıl cıvıl olurdu. Kuşlar hatta yılanlar bile bizim geldiğimize sevinirlerdi. İnsansız bu dağların tadı tuzu yok derlerdi. Anam “un bitti herif” deyince, babam kıl çulun bir ucun da ağaran ekinlerden bir iki deste döver çıkan buğdayı omuzladığı gibi cumaya giderken türbe değirmenine verirdi cumadan dönerken de unu alır gelirdi. Anam ocaktaki sacın üzerinde taptaze undan yaptığı biccileri ve topak ekmekleri saca atar, pişeni çocukların kucağına fıraklardı. Ne katık ve yağ hiçbir şey istemezdi. Neydi o tat neydi o lezzet Allah’ım!
Sonra daha ağarmamış ekinlerden deste yaparak ütüp yemeler, somatta övceleyerek denelerini kapışmalar, her tarafımızın is içinde olması. Bunlar bile tatlıydı o günlerde. Karamıkları tazeyken tersine sıyırıp yeşil yapraklarını yediğimiz, olan üzümlerini de karadut gibi her tarafımızı boyalayarak yediğimiz yayla günlerini hala arıyorum.
Ayı beleni, Hacı Hasan Kırı, Tolbunar, Saparca ve Üssüze kasabanın Pınargözü, Habip ve Oda mahallesi halkları göçerken Altıntaş’a yeni mahalleliler göçerdi. Alıçlı Sarınç ve Tahtacı yurduna ise Aralık ve Cami mahallesi çıkardı.
Yaylalarımızın içinde en toplu olanlar Altıntaş ile Sarınçdır. Altıntaşda oba taşında Sarıncda da harman yerinde tüm mahallenin toplu çardak ve kelifleri vardır. Burada oyunlar, gıcırdıklar ve şen şakrak eğlenceler olurdu yazları. Gelişen teknolojinin en büyük darbesi bu kırsal hayata oldu şüphesiz.
Sanayi devriminin ülkemizi de etkilemesiyle zorunlu olarak yaylalarımızı bıraktık. Gençler gurbete gittiler yaşlılar da tek başlarına yapamadılar. Başta yaylalarımız ve yer bağlarımız ilgisizlikten kurumaya yüz tuttular. Biz varmayınca kuşlar bile bıraktı oraları. Onlar da bizimle beraber mahallelere indiler. Gök güdükler ve kır serçeleri kapılarımızın önünde ötmeye başladılar adeta bize çıkın yaylalara diye yalvarır gibi.
Gözünüz aydın ey yayalarımız! Uyandık artık 40 yıllık mahmurluğu attık artık sizdeyiz ömür boyu. Kasabamızdan kestirme araba yolu yapıldı bütün yayla köşelerine. Sabah gidip akşam dönülebilecek artık. Ama ne bu acele ki yatalım yaylalarımızda onların da geceleri insan görsün. Soluyalım sabah ayazlarını. Birlikte kılalım sabah namazlarını atmacalarla. Harman yerlerinde kılalım yatsı namazını cemaatle hatta bırakın çekirgeler kametlesin.
Soluyalım kır yürüyüşlerinde geven çiçeklerinin dayanılmaz kokusunu. Banalım şırıl şırıl akan pınarın ünündeki göbetlere, ilaçsız hormonsuz boru görmemiş suları tadalım.
Ara verelim tüp gazla pişen yemeklere, şapla köküyle ardıç pürüyle pişen kekikli, sütlü ve patatesli çorbalarımızı ihya edelim siyah çay yerine. Bir haftalığına da olsa dolunaylı yaz sabahlarında.


MEDYA ERMENEK YAZARLARI
HTML Hit Counter Bu Sayfanın Tıklanma Sayısı
Free Counters Kaç Bilgisayar Üzerinden Giriş Yapıldı
DİKKAT!Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen yazara ve yorumcuya aittir.

Paylaş

İLGİLİ HABERLER

İleri
« Önceki
Önceki
Sonraki »